22 Temmuz 2012 Pazar

Hoya macerasi

Birkac yil once tanistim aslinda bu bitkiyle... Eskilerin evlerinde barindirdiklari, unutulmaya yuz tutulmus bitkilerden idi tanistigimda... Hoya sp... Bizdeki adi ile Mum Cicegi...

Hayvanlari ve dogayi oldum olasi sevmisimdir, kendi bahcem olsun, birseyler yetistirip yiyeyim istemisimdir. Boyle hayaller icindeyken cikip gelmisti karsima, rengarenk cicekleri ve cesit cesit yapraklari ile mum cicegi. O zamanlar Turkiye'de bilinen tek turu vardi. Nereden sardiysa bir heyecan yurtdisindan cesitli turlerin avi baslamisti...

Bundan 2 kusur yil sonra... Bambaska bir memlekette bambaska bir ev... Evi ev yapan birseyler eksik sanki... Ama tasinma telasi zaten dusunmeye zaman yok... O da ne, bakmaya gittigimiz evdekiler yoksa hoya olabilir mi... Bahcede golgelik yapmislar, askidaki saksilardan lule lule dokulen bu guzellikler baska ne olabilir ki... Alelacele, el cabuklugu marifet yapilir, iki ayri saksidan iki dal kopartilip cantaya atilir... Yanimdaki adam mizmizlanmasa, saksilarda asili duran diger seyler de incelenecektir ama gitme vakti... Uzaklasilir.





Tasinma telasesi, yokluk derken cantaya atilan o iki celik iki haftadan fazla sadece suda kaderlerini beklemek zorunda kalir... Kismetse yeni evde artik diye niyet edilip, tasinma esnasinda gizli sakli bir yerlere konulup yeni eve goturulmesi planlanmakta...

Yeniden Hoya virusune bulasma iste boyle baslamis olur...